16 Haziran 2009 Salı

Nietzsche Ağladığında


Ayıptı zaten hala okumamış olmam, ama zaman zaman beni fazladan sarssa da, hafif depresif düşüncelere sevk etse de sonunda bitirebildim kitabı. Ve tek kelimeyle muhteşem diyebilirim. Son zamanlarda Albert Camus bile dahil ne okuduysam beğenmeyen bir haldeyken, Irvin Yalom'un kitabını bu kadar beğeneceğimi tahmin etmemiştim.

Nietsche'nin sorgulamalarını kendi kendime de yaptığım çok anlar oldu, çoğu fikire katılmasam da zaman zaman yine de soruların ve sorgulamaların zekasına saygı duydum. Sanki gerçekten Nietzsche konuşuyor gibiydi, hayran bırakacak bir canlandırmaydı. Sonunda ne olacak diye çok merak ettim hep. O konuda da beklentimi boşa çıkarmadı. Kitapta çok fazla sevdiğim sözü vardı Nietsche'nin, mesela '' cilttir damarları vücudu örten, ama ruhu örtense kibirdir'' ya da '' zaman sonsuza dek doymayacak kadar açgözlüdür'' gibi onlarca güzel söz. Konusu ümitsizlik olsa da bu harika romanın, Nietzsche Tanrı'yı sıfırlamak için kafasında insanı Tanrılaştırsa da, herşey bittiğinde bana umut verdi. Hatta bir erkek için hayat dersi bile veriyor diyebilirim.

''Sen hiç bir çocuğun tedavi olmak istediğini gördün mü?''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder